-
1 hız
hız s3) \hız almak Anlauf nehmen\hız alarak atlama ein Sprung mit Anlauf\hız vermek beschleunigen (-e) ( isteklendirmek) anregen (-e)\hızını almak sich legen; ( yatışmak) sich beruhigenfırtına \hızını aldı der Sturm hat sich ausgetobtyağmur şimdi \hızını daha da arttırmıştı jetzt wurde der Regen noch heftigergüneş \hızını kaybetti [o yitirdi] die Sonne hat ihre Kraft verloren -
2 hız
hız Schnelligkeit f; PHYS Geschwindigkeit f; Tempo n; Hast f; Hektik f;hız almak einen Anlauf nehmen;hızını alamamak nicht Einhalt gebieten können; fig sich nicht beherrschen können;hızını almak Sturm sich legen; sich beruhigen;hızını yitirmek an Kraft ( oder Einfluss) verlieren
См. также в других словарях:
hız almak — atlamak için geri çekilip birdenbire fırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hız — is. 1) Çabukluk, sürat Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır. F. R. Atay 2) Bir hareketten doğan güç, şiddet Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı. H. Taner 3) Çaba, güç, gayret, takat 4) fiz. Alınan yolun harcanan zamana oranı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hızlanmak — nsz Hız almak, hızı artmak Genç kız birdenbire hızlanmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
PERTAB — f. Atılma, sıçrama. * Hız almak için geriden koşarak atılma. * Uzağa düşen ok veya başka bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük